Amaç: Şiddetli akut solunum yolu sendromu virusunun (SARS-CoV-2) neden olduğu koronavirus hastalığı (COVID-19) pandemisi, önemli oranlarda morbidite ve mortaliteye neden olarak tüm dünyada sağlık sistemlerini zorlamıştır. Bağışıklık sistemi baskılanmış olma durumu, şiddetli COVID-19 gelişimi için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada, COVID-19 tanısı alan bağışıklığı baskılanmış hastalarda morbidite ve mortalite üzerine etki eden faktörleri belirlemeyi amaçladık. Yöntemler: Bu retrospektif kesitsel çalışmada, Mart 2020'den Nisan 2022'ye kadar Türkiye'de bir üniversite hastanesinde tedavi gören ve ikincil immünosüpresyonu olan 340 COVID-19 hastasının, 28 günlük klinik sonlanımlarına göre laboratuvar bulguları ve sonuçları incelendi. Kanser (hematolojik/solid) hastaları, organ nakli alıcıları ve romatolojik hastalıkları olanlar olmak üzere SARS-CoV-2 infeksiyonunun farklı immün yetmezlik formlarına sahip üç hasta grubunda mortalite ile ilişkili faktörler araştırıldı. Bulgular: Hastaların 172 (%51)'si kadın ve yaş ortalaması 61±15 yıl idi. Hayatını kaybeden hasta sayısı 122 (%35.8) olup yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'ne yatırılan hastalardaki ölüm oranı (%73.4) YBÜ'ye alınmayanlara göre anlamlı düzeyde yüksekti (p<0.001). Yirmi sekiz günlük takipte hayatını kaybeden hastaların en yüksek laboratuvar medyan değerleri; üre, laktat dehidrogenaz (LDH), D-dimer, ferritin, C-reaktif protein (CRP) ve fibrinojen için anlamlı derecede yüksek saptanırken ilk ölçüm lenfosit değeri hayatta kalan hastalarla karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde düşük saptandı (p<0.001). Hastaların YBÜ'de yatışının olmasının mortalite riskini 13.6 (p<0.001) kat artırdığı tespit edildi. Antikoagülan tedavi (p=0.029) ve nazal oksijen desteğinin (p<0.001) mortalite riskinde azalmaya yol açtığı görüldü. Sonuç: Bağışıklığı baskılanmış hastalar, COVID-19 infeksiyonunun ciddi komplikasyonları açısından risk altındadır. Bağışıklığı baskılanmış COVID-19 hastaları, ciddi hastalık ve ölüm riskleri açısından farklılık gösterebilmektedir. Çalışmamızda, COVID-19 ile infekte olan immün sistemi baskılanmış hastalarda; LDH, D-dimer, CRP ve lenfosit değerlerinin sağkalımı değerlendirmek için kullanılabilecek belirteçler olabileceği ve standart tedavinin önemi gösterildi. Bu nedenle, immünosüpresif COVID-19 hastalarının yönetiminde bulgularımızın dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. [ABSTRACT FROM AUTHOR]