Amaç: Parsiyel atrioventriküler septal defekt ostium primum atrial septal defekt olarak da bilinmektedir. Operasyon sonrası sol atrioventriküler kapak yetmezliği, pace-maker gereksinimi olan komplet atrioventriküler nod blokları ve sol ventrikül çıkım yolu darlığı gibi sorunlarla karşılaşılabilinmektedir. Biz de bu çalışmamızda, parsiyel atrioventriküler septal defekt düzeltme operasyonlarının sonuçlarını, komorbidetelerini ve taburculuk sonrası orta dönem verileri bildirmeyi amaçladık. Yöntem: Çalışmaya 2005-2017 yılları arasında kliniğimizde parsiyel atrioventriküler septal defekt nedeni ile tam düzeltme operasyonu uygulanan kırk bir hasta dahil edildi. Hastaların hastane kayıtları retrospektif olarak tarandı. Hastaların operasyon öncesi, taburculuk sonrası birinci, üçüncü, altıncı ve on ikinci aylarda kontrol transtorasik ekokardiografi ve sonrasında yıllık takipleri ile uzun dönem yeniden cerrahi müdahale gerekliliği açısından izlendi. Bulgular: Hastane kalış süresi boyunca ve takip sırasında bir hasta konjestif kalp yetmezliğinden kaybedildi. Bir hastaya total atrioventriküler nod bloğu nedeni ile kalıcı pace maker takıldı. Taburcu edildikten sonra sol atriyoventriküler kapak yetmezliğinde önemli derecede düzelme gözlendi. Sonuç: Parsiyel atrioventriküler septal defekt tanılı hastalarda cerrahi sırasında ileti yollarına dikkat edilmesi ve yeterli valvüler onarım yapılması uzun dönemde reoperasyon gereksinimini önemli ölçüde azaltmaktadır
Objective: Partial atrioventricular septal defect is also known as ostium primum type atrial septal defect. Complications such as atrioventricular valve insufficiency, complete atrioventricular bundle blocks requiring pace-maker and left ventricle outflow obstruction may occur during postoperative period. This study presents the surgical correction results of partial atrioventircular septal defect, thus we aimed to determine the comorbidities and mid-term outcomes. in this study, we aimed to report the results of partial atrioventircular septal defect. correction operations, their comorbidities and mid-term data after discharge. Method: Overall 41 patients who underwent surgical correction with the diagnosis of partial atrioventircular septal defect between 2005-2017 in our institute were included in this study. Hospital records were retrospectively analyzed. the patients were evaluated via transthoracic echocardiography preoperatively and at postoperative 1., 3., 6., and 20. months, afterwards, the examinations countinued at yearly interval. Results: Only one patient exited due to congestive heart failure during hospital stay, and follow-up period. A permenant pace maker was implanted in one patient because of development of total atrioventricular block. After discharge, a significant improvement was observed in the left atrioventricular valve insufficiency. Conclusion: As a consequence of paying maxiumum effort to avoid development of bundle branch block and performing an adequate valve repair during surgical procedure, the requirement for reoperation in the long-term follow-up may be considerably reduced in patients with partial atrioventircular septal defect.