Ülseratif kolit (ÜK) kolon mukozasının tekrarlayan inflamasyonu ile karakterize bir hastalıktır. Günümüzde hastalık aktivitesinin değerlendirilmesi için birçok klinik aktivite indeksi (KAİ) ve non-invazif belirteç bulunmasına rağmen yetersizliklerinden dolayı kolonoskopik inceleme hastalık aktivitesinin değerlendirilmesi için ?altın standart? olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada IL-17'nin ÜK patogenezindeki rolünü incelemek, yeni bir belirteç olarak hastalık aktivitesini ölçmede ve mukozal iyileşmeyi göstermedeki değerinin araştırılması amaçlanmıştır. Kolonoskopik inceleme için Gastroenteroloji bölümünde değerlendirilen yetişken ÜK hastaları ve yaş, cinsiyete göre eşleştirilmiş kontrol hastalarının çalışmaya alınması hedeflenmiştir. Akut/kronik enfeksiyon veya inflamatuar hastalığı, geçirilmiş barsak rezeksiyonu, eşlik eden başka sistemik hastalık, organ nakli veya hamilelik şüphesi olan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Detaylı öykü ve kolonoskopik inceleme yapılarak Rachmilewitz KAİ ve endoskopik aktivite indeksine (EAİ) göre her hastaya skor hesaplanmıştır. İki grup arasında demografik, klinik ve laboratuvar bulguları (tam kan sayımı, eritrosit sedimantasyon hızı, dışkı kalprotektin, serum CRP, hsCRP ve IL-17) açısından farkın varlığı araştırılmıştır. ÜK tanısı alan 15 hasta ve 14 kontrol hastası çalışmaya dahil edilmiştir. ÜK hastalarının ortalama hemoglobin ve hematokrit değerlerinin kontrol hastalarına göre anlamlı olarak düşük, RDW değerinin ise anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür (sırasıyla p=0,022, p=0,036 ve p=0,017). Belirteçlerin karşılaştırmasında, ortalama ESH, CRP ve hsCRP değerlerinin ÜK hastalarında anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür (sırasıyla p=0,026, p=0,016 ve p=0,008). ÜK grubunda kalprotektini yüksek olan hastaların oranının kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur (p=0,001). Serum IL-17 düzeyi açısından iki grup arasında anlamlı fark saptanmamıştır (ÜK grubu, 11,51±2,32 pg/mL; Kontrol grubu, 12,05±1,55 pg/mL; p=0,345). Remisyonda ve aktif hastalığı olan ÜK hastaları arasında yapılan karşılaştırmalarda remisyonda olan hastaların tümünde KAİ ve EAİ skorları 0 (sıfır) iken, aktif hastalığı olanlarda klinik ve endoskopik skorlar sırasıyla 6,67±3,67 (4-15) ve 18,0±12,6 (5-44) idi (p