Amaç: Bu çalışmada SARS-CoV-2 pcr pozitifliği saptanan ve COVID-19 pnömonisi ile hastaneye başvuran hastalarda meydana gelen plevral komplikasyonların geriye dönük olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Mart 2020-Mayıs 2021 tarihleri arasında hastanemize başvuran ve SARS-CoV-2 pcr pozitifliği saptanan ve COVID-19 pnömonisi tedavisi sırasında plevral komplikasyonların saptandığı servis veya yoğun bakımlarda takip ve tedavi edilen 164 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmamızda mortalite hastaların hastaneye yatış sonrası ilk 30 gündeki ölümleri olarak alındı. Tedavi sırasında meydana gelen plevral komplikasyonlar pnömotoraks ve pnömomediastinum olarak 2 grupta sınıflandırılmıştır. Bulgular: Hastalarımızın 69'unda (%52.3) izole PNX, 14'ünde (%43.7) izole PMN mevcuttur. 50'sinde PNX ve subkutan amfizem (%37.9), 13'sınde (%40.6) PMN ve subkutan amfizem, üçünde (%9.4) PMN, PNX ve subkutan amfizem, ikisinde (%6.3) PMN ve PNX 12'sinde (%9.1) hidropnömotoraks ve birinde (%0.7) de PNX ve ampiyem birlikteliği mevcuttur. Hastalarda COVID-19 pnömonisi sebebiyle tedavi sırasında meydana gelen plevral komplikasyon ile mortalite arasındaki ilişki incelendiğinde PMN hastalarının 14'ünde (%43.8) mortalite görülmesine rağmen PNX hastalarının 104'ünde (%78.8) mortalite görülmüştür (p<0.001). Cinsiyet ile mortalite arasındaki ilişki incelendiğinde erkek hastaların 75'inde (%65.8) mortalite görülmüşken kadın hastaların ise 43'ünde (%86) mortalite görülmüştür (p=0.008). Sonuç: Sonuç olarak pozitif basınçlı ventilasyon sonrası meydana gelen pnömotoraks durumunun meydana gelen diğer plevral komplikasyonlara göre mortaliteyi daha çok artırdığını, prognozu ise daha çok ağırlaştırdığını saptadık. COVID-19 pandemisi ile bundan sonra ortaya çıkabilecek ve plevral tutulum meydana getirebilecek pandemik hastalıklarda bu hususun literatüre katkı sağlayacağını düşünüyoruz. [ABSTRACT FROM AUTHOR]