Giriş: Enfektif endokardit (EE), görülme sıklığı artan; morbidite ve mortalitesi yüksek bir enfeksiyon hastalığıdır. Romatizmal kalp kapak hastalığı (RKKH) ise gelişmekte olan ülkelerde EE’nin sık nedenlerindendir. En sık yakınma ateş olmakla birlikte; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, kaseklem ağrısı gibi belirtiler de görülebilir. Atipik yakınmalar ile başvuran, RKKH’ye bağlı gelişen EE olgusu sunulmuştur. Olgu: Bilinen bir hastalığı olmayan 39 yaşında erkek hasta, bir haftadır olan nefes darlığı, halsizlik, ishal ve ateş şikayetleriyle başvurdu. Hayvancılık ve kuyu suyu içme öyküsü mevcuttu. Üç gün antibiyotik kullanımı sonrası ateş seyrinin azaldığı belirtildi. Genel durumu iyi, bilinç açık, oryante, koopereydi; ateş 37,0 °C, tansiyon 110/70 mmHg, nabız 120/dakika, solunum sayısı 20/ dakika idi. Ellerde çomak parmak mevcuttu. Batın muayenesinde barsak sesleri hiperaktifti, hafif hassasiyeti vardı. Akut gastroenterit tablosuyla başvuran hastada diğer sistemlerde ve ekstremitelerde patolojik bir bulguya rastlanmazken; kardiyovasküler sistem muayenesinde, mitral odakta 4/6 ve triküspit odakta 3/6 üfürüm saptandı. Dört adet kan kültürü alındı. Transtorasik ekokardiyografi (TTE) hastane koşulları sebebiyle aynı gün çekilemedi. Beyaz küre 10,320/mm3 (%74 nötrofil), trombosit 240,000/ mm3, CRP 9,5 mg/dl, sedimentasyon 66 mm/saat, AST 51 IU/l, ALT 54 U/ml, kreatinin 0,59 mg/dl ve romatoid faktör negatif olarak sonuçlandı. Gaitada gizli kan pozitifti; diğer kan, idrar, gaita tetkik ve kültürlerinde patolojik sonuca rastlanmadı. Batın US ve akciğer grafisinde enfektif odakla uyumlu olabilecek bir görüntü mevcut değildi. Antibiyotiksiz takip edilmesine rağmen ateş görülmeyen hastanın TTE sonucunda; romatizmal aort kapak, aortta 0,9x0,6 cm ve mitral kapakta 1,2x0,3 cm vejetasyon izlendi. Dört kan kültürlerinde de D grubu streptokok (penisilin MIC: 0,128 mg/l) üremesi sebebiyle ampisilin 4x3 gr ve gentamisin 3x80 mg i.v tedavileri başlandı. Kontrol kan kültürlerinde (yedinci gün) üreme olmadı; akut faz reaktanları geriledi. Ancak yatışının 14. gününde yapılan TTE’de vejetasyonların küçülmediği görüldü; kapak replasmanı açısından sevk edildi. Üç ay sonra poliklinik kontrolüne gelen hasta aort ve mitral kapağa protez uygulandığını belirtti. Sonuç: Hastamız; antibiyotik kullanımına bağlı ateşi olmayan ve ishal şikayeti ön planda olan atipik prezentasyonla başvurması sebebiyle EE açısından gözden kaçması mümkün bir olgudur. Ülkemizde RKKH görülme oranlarının yüksek olduğu, tanı almayan olguların da olabileceği ve RKKH’de EE riskinin arttığı unutulmamalıdır. Ateş öyküsü olan hastalarda kardiyovasküler muayene ihmal edilmemeli; antibiyotik kullanan hastalarda ateşin olmayabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]