Amaç: Hipertiroidizm çocukluk çağında nadir görülen ve ciddi sorunlara yol açabilen bir klinik durumdur. Hipertiroid çocuk hastaların epidemiyolojik özellikleri, takip ve tedavileri hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada hipertiroidizm saptanan çocukların klinik ve laboratuvar bulguları ve takip sonuçları sunulmaktadır. Yöntem: Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk Endokrinoloji kliniklerinde 2005-2022 yılları arasında hipertiroidizm saptanan çocukların verileri geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: Yaşları 2-18 yıl (14.05±3.0) arasında olan 43 (%81.1) kız ve 10 (%18.9) erkek hasta çalışmaya dâhil edildi. Hastaların 36 (%67.9)'sında Graves hastalığı, 14 (%26.4)'ünde Hashimoto tiroiditi, 2 (%3.8)'sinde subakut tiroidit ve 1 (%1.9)'inde hiperaktif tiroid nodülü tespit edildi. En sık saptanan belirtiler çarpıntı (%75.5), terleme (%60.4), ellerde titreme (%49.1), sıcağa tahammülsüzlük (%45.3) ve kilo kaybı (%32.1) idi. Tanı anında ortalama boy, vücut ağırlığı ve vücut kitle indeksi SD değerleri sırasıyla -0.05±1.16, -0.67±1.20 ve -0.77±1.25 bulundu. Olguların %69.8'inde guatr ve %30.2'sinde ekzoftalmus saptandı. Tanı anında ortalama serum tiroid sitümülan hormon (TSH), serbest tri-iyodotironin, serbest tetra-iyodotironin, tiroglobülin, anti-tiroid peroksidaz, anti-tiroglobülin ve TSH reseptör antikor düzeyleri sırasıyla, 0.03±0.09 mIU/L, 13.34±7.07 pg/ml, 3.30±1.70 ng/dl, 101.93±180.35 ng/ml, 600.30±858.58 IU/ml, 322.82±644.08 IU/ml ve 12.41±14.37 IU/L idi. Olguların 42 (%79.2)'sine propranolol ve metimazol, 3 (%5.7)'üne propranolol ve propiltiourasil, 4 (%7.5)'üne propranolol verilirken, 4 (%7.5)'üne tedavi verilmedi. Tedavi süresi ortalama 14.67±17.51 ay idi. Antitiroid ilaç (ATİ) tedavisi başlandıktan sonra ötiroid olana kadar geçen ortalama süre 24.80±14.33 gün bulundu. Hiçbir olguda ilaca bağlı ciddi bir yan etki saptanmazken, 1 (%1.9) olguda tedavinin 1. ayında ürtikeryal döküntü gelişti. Graves hastalığı olan 3 ve hiperaktif tiroid nodülü olan 1 olguya total tiroidektomi yapıldı. Radyoaktif iyot tedavisi hiçbir olguya verilmedi. Gravesli hastalardaki remisyon oranı tedavinin başında %46.7 iken, tüm takip boyunca %16.7 idi. Rölaps oranı %71.4 bulundu. Son vizitte olguların 15 (%28.3)'i ötiroid, 1 (%1.9)'i hipertiroid ve 5 (%9.4)'i hipotiroid durumda idi. Olguların 21 (% 39.6)'i halen antitiroid ilaç kullanıyorken, 11(%20.8)'i takipten çıkarılmıştı. Sonuç: Hipertiroid çocuk ve adölesanlarda birinci ve ikinci en sık neden sırasıyla GH ve HT'dir. TRAb pozitifliği, tiroid sintigrafi bulguları ve klinik takip ile GH ve HT birbirinden ayırt edilebilir. GH'nin remisyonda tutulmasında ATİ tedavisi etkili ve güvenilirdir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]