Organ yetersizliklerinin tedavisinde bir alternatif olan organ nakli, alıcıların yaşam kalitesinde önemli derecede artışla beraber, fiziksel ve duygusal aktivitelerini, sosyal ilişkilerini ve mesleki gelişmelerini olumlu yönde etkileyerek daha çok insanın hayatta kalmasına fırsat sağlamaktadır. Ancak organ bekleme listesindeki hasta sayısının hızla artmasına karşılık ihtiyacı karşılayacak bağışçı sayısının yeterince artmaması, bu yöntemin uygulanmasındaki en büyük engellerden biridir. 2013 yılı verilerine göre, Avrupa Birliği ülkeleri, İzlanda, Norveç ve Türkiye'nin organ bekleme listelerinde toplam 86.000 kayıtlı hasta vardır. Organ nakillerinin artması, bağış sayılarının artmasına bağlıdır. Özellikle kadavradan yapılacak bağışların artırılması çok sayıda organ bekleyen hastanın en büyük umududur. Kadavra bağışı ailelerin sevdikleri birini kaybetmelerinden kısa bir süre sonra vermek zorunda oldukları zor bir karardır. Koordinatörün bu süreci çok iyi yönetebilmesi ailelerin içinde bulundukları duygusal ve zihinsel çatışmaların farkında olması ve süreç boyunca bilinçli bir iletişim kurarak aileye destek olması verilecek kararın olumlu olmasında oldukça etkilidir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]