Giriş: Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) hastaları; hastalığa yakalanmak, semptomları yaşamak, bulaştırıcı olmak gibi stres faktörlerine ek olarak sosyal izolasyon, karantina ve pandemideki belirsizlik gibi birçok stres etmeniyle karşı karşıyadır. Bu çalışmadaki amaç; hastanede yatan COVID-19 hastalarının durumluk kaygı düzeyini saptamaktır. Buna ek olarak; durumsal kaygı düzeyinin; sürekli kaygı düzeyi, umutsuzluk düzeyi, demografik özellikler, klinik özellikler, radyolojik bulgular ve hastanede yatış günü gibi diğer parametrelerle ilişkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde COVID-19 tanısı almış, 20.11.2020-10.01.2021 tarihleri arasında yatarak tedavi gören 161 hasta dahil edilmiştir. Tüm hastalara durumluk kaygı ölçeği, sürekli kaygı ölçeği ve umutsuzluk ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Hastaların durumluk kaygı ölçeği puanları ile sürekli kaygı ölçeği puanları arasında anlamlı korelasyon mevcut iken umutsuzluk ölçeği puanlarıyla anlamlı ilişki yoktur (r=0,436, p<0,001; r=-0,080, p=0,314). Anketi 4. gün ve sonrasında uygulayanların 3. gün ve öncesinde uygulayanlara göre durumluk kaygı düzeyleri daha yüksektir (p=0,010). Umutsuzluk düzeyi ile yatış günü arasında anlamlı ilişki yoktur (p=0,842). Hastaların demografik, klinik bulguları ve radyolojik özellikleri ile; durumluk kaygı ölçeği toplam puanı arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Sonuç: COVID-19 hastalarındaki kaygının; demografik özelliklere göre farklılık göstermemesi ile bu hastalığın bireysel ayrılıkları gözetmeyen, herkes için yaşamsal tehdit oluşturan bir stres faktörü olduğu düşünüldü. Bu çalışma ile hastanede tedavi gören COVID-19 hastalarında; durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin birbiri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu bulgu anksiyete belirtileri yaşamaya sürekli yatkınlık gösteren kimselerde durumsal kaygı düzeyinin de yüksek olduğu anlamına gelir. Ayrıca hastanede yatış süresindeki bir günlük uzamanın durumluk kaygı düzeyini artırdığı görülmüştür. Bu sonuç, hastanede yatış süresi uzadıkça hastaların kaygı düzeyinin arttığını gösterdi. Bu çalışma sonucunda; COVID-19 hastalarına hastaneye yatışın ilk 3 günü içerisinde, kaygı düzeyi daha düşük iken psikoterapi uygulanmaya başlanırsa uzamış yatışlarda kaygı düzeylerinin azalabileceği düşünüldü. [ABSTRACT FROM AUTHOR]