Amaç: Lokal ileri servikal kanserinin standart tedavisi eşzamanlı kemoterapi ile birlikte eksternal radyoterapi ve brakiterapidir (BRT). Çalışmamızın amacı lokal ileri serviks kanseri veya inoperable endometrium kanseri nedeniyle intrauterin BRT uygulanması planlanan 18 yaş üstü hastalarda BRT uygulaması öncesinde ve fraksiyon arasında BAÖ'nin tekrarlanarak anksiyete düzeyinin başlangıca göre farklılığının saptanması, tedavi uygulamaları ve hasta özelliklerinin hasta anksiyetesi üzerine etkisinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Anksiyete düzeyini değerlendirmek için 0-21 arasında puanlanan Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), ağrı düzeyini değerlendirmek içinse 1-10 arasında puanlanan Yüz İfadelerini Derecelendirme Ölçeği kullanılmıştır. Dokuz merkezde intrauterin BRT uygulanan toplam 121 hastaya tanı anında, birinci ve son fraksiyonda BAÖ, birinci ve son fraksiyonda ağrı ölçeği (AÖ) uygulandı. BAÖ ve AÖ skoru arasındaki ilişki için lineer regresyon analizi, BAÖ ve AÖ skorlaması ile çeşitli hasta özellikleri arasındaki ilişki için Kruskal Wallis ve Bağımsız Örneklem T testi kullanıldı. Bulgular: Hastaların tanı zamanı Beck skoru medyan değeri tanı anı 7, birinci fraksiyon sonrası 10 ve son fraksiyonda ise 7 bulunmuştur. Tanı zamanı yapılan BAÖ ile birinci fraksiyon sonrası yapılan BAÖ kıyaslandığında skor istatistiksel anlamlı olarak artış göstermiştir (p=0,047). Birinci ve son fraksiyon sonrası yapılan yapılan BAÖ kıyaslandığında ise son fraksiyonda skorda istatistiksel anlamlı bir azalma görülmüştür (p=0,003). Tanı zamanı yapılan BAÖ ile son fraksiyon sonrası yapılan BAÖ kıyaslandığında ise skorda istatistiksel anlamlılık bulunmamıştır (p=0,970). Hastaların ilk fraksiyon sonrası yapılan AÖ skoru medyan değeri 4, son fraksiyon sonrası yapılan AÖ skoru medyan değeri 3 olarak bulunmuştur. Hastaların ilk ve son fraksiyon sonrası AÖ istatistiksel olarak kıyaslandığında anlamlı fark bulunmamıştır. Birinci fraksiyon sonrası yapılan BAÖ ile AÖ da arasında yapılan lineer regresyon analizinde istatistiksel anlamlı olarak BAÖ arttıkça AÖ skorunun arttığı görülmüştür (p=0,002). Son fraksiyon sonrası yapılan BAÖ ile AÖ skoru arasında yapılan lineer regresyon analizinde istatistiksel anlamlı olarak BAÖ arttıkça AÖ skorunun arttığı görülmüştür. Doğum sayısı ile tanı zamanı yapılan BAÖ skoru ilişkisi için yapılan lineer regresyon analizinde iki parametre arası doğrusal bir ilişki bulunmuştur (p<0,01). Doğum sayısı ile birinci fraksiyonda yapılan AÖ için yapılan lineer regresyon analizinde iki parametre arası bir ilişki bulunamamıştır (p=0.3). Tanı zamanı Beck skoru; menapoz durumu, eğitim durumu,önceki jinekolojik operasyon öyküsü, ailede kanser geçmişi, BRT uygulama tipi, sonda kullanımı, sigara ve alkol durumuna göre istatistiksel farklılık göstermedi. Tanı zamanı Beck skoru görsel ve sözel olarak brakiterapi alan hastalarda en yüksek iken, sadece sözel eğitim alanlarda en düşüktü. Sonuç: Çalışmamızın sonucunda intrakaviter brakiterapi tedavisi alan hastalarda tanı anı Beck skoru ilk fraksiyonda artış gösterirken son fraksiyonda ise azalmıştır. AÖ skorlaması ise ilk fraksiyondan son fraksiyona gelindiğinde azalmıştır. Hastaların ağrı düzeyinin azalmamasına rağmen yapılan işlemin bilinmesi hastaların anksiyete düzeylerinde istatistiksel olarak belirgin azalma sağlamıştır. Ayrıca anksiyete seviyesi ile ağrı düzeyinin doğru orantılı olması hastaların anksiyetesini kontrol altına alabilirsek ağrı kontrolünün de daha kolay yapılabileceğini düşündürmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]