Amaç: Bu çalışmanın amacı halka şekilli lateral ventrikül nodüllerinin (RSLVN) konvansiyonel ve difüzyon MR bulgularını klinik özellikleriyle birlikte değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 2019-2023 yılları arasında kontrastlı beyin MR çekimi bulunan tüm hastaların MR görüntüleri retrospektif olarak değerlendirildi. T1 ağırlıklı (T1W), T2 ağırlıklı (T2W), FLAIR ve difüzyon ağırlıklı görüntülemede (DAG) RSLVN'lerin sayısı, şekli, maksimum çapı ve sinyal yoğunluğu ve kontrast tutulum durumu değerlendirildi. Nodüllerin görünür difüzyon katsayısı (ADC) değerleri ve normalleştirilmiş ADC oranları da belirlendi. Takip MR'ları yapıldıysa, RSLVN'lerin zaman içerisindeki morfolojik değişiklikleri değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 2920 hastanın 15'inde (%0,51) RSLVN saptandı. Beş hastada birden fazla RSLVN gözlendi ve dolayısıyla on beş hastada toplam 23 RSLVN tanımlandı. Nodüllerin sekizi (%34,8) lateral ventrikül tavanında, on iki tanesi (%52,2) ön boynuzda, üçü ise septum pellucidum'da yerleşmişti. 23 RSLVN'den 6'sı (%26,1) 1 cm'den büyüktü. Tüm RSLVN'ler T1W ve T2W'de izointens, FLAIR sekansında ise hiperintensti. DAG'de 23 RSLVN'den 20'sinde izointens sinyal vardı, geri kalan 3 lezyon ise hiperintens idi. Ortalama ADC değeri ve nADC oranı sırasıyla 1,42 ± 0,29 x 10-3mm2 ve 1,87 ± 0,31 idi. Sonuç: RSLVN sıklığı daha önce bildirilenden daha sık olabilir. Konvansiyonel MR görünümleri ve tipik lokalizasyonları ayırt edicidir ve nispeten büyük boyutlara ulaşabilirler. Takip sırasındaki morfolojik stabilite ve bu lezyonların ADC değerleri olası benign bir doğaya işaret etmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]