Amaç Çalışmamızda, primer hiperparatiroidi (p-HPT) nedeni ile opere edilen hastalarda görüntüleme yöntemlerinin başarısı ve preoperatif bulguların postoperatif sonuçlara etkisi araştırıldı. Gereç ve Yöntem Bu çalışmada Ocak 2008 ile Aralık 2010 tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi kliniği tarafından p-HPT nedeni ile opere edilen 50 ardışık olgunun verileri prospektif olarak incelendi. Çalışma süresi boyunca hastaların demografik verileri, klinik bulguları, ameliyat öncesi ve sonrası laboratuvar sonuçları, ameliyat öncesi dönemde lokalizasyon amacıyla yapılan ultrasonografi (USG), sintigrafi ve bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları, ameliyat ve patoloji raporları incelendi ve kaydedildi. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular Kas iskelet sistemi ağrılarının en sık (%80) hastaneye başvuru nedeni olduğu görüldü. Opere edilen hastalarda ameliyat sonrası serum parathormon (PTH) ve kalsiyum seviyelerinin ameliyat öncesi döneme göre anlamlı oranda düştüğü tespit edildi (p<0.05). İki taraflı boyun diseksiyonu yapılan hastaların oranı %30 idi. Bezlerin histopatolojik incelemesinde hastaların % 88'inde adenom tespit edilirken paratiroid hiperplazisi olarak rapor edilenlerin oranı ise % 12 idi. Ayrıca hastaların % 4'ünde patolojik bezler ektopik yerleşimli (retroözofagial, ön mediasten) iken, % 4 hastada ise çift adenom mevcut idi. USG'nin patolojik bezleri tespit etmedeki sensitivitesi %72 olarak hesaplandı. Bununla birlikte USG'nin ektopik yerleşimli (%4) ve çift adenom (%4) olan lezyonların tamamında doğru lokalizasyon yapamadığı görüldü. Eş zamanlı tiroidektomi yapılan hastalarda, ameliyat sonrası kalsiyum değerleri tiroidektomi yapılmayanlara benzerken 2. gün PTH değeri daha düşük bulunmuştur. Sonuç Ultrasonografi yüksek tanısal değere sahip olmakla birlikte atipik yerleşimli, multipl lezyonlarda yanlış lokalizasyona sebep olabilmektedir. Cerrahi eksplorasyon arttıkça postop hipokalsemi riski artmaktadır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]