Amaç: İnfektif endokardit ciddi embolik komplikasyonlar sonucu morbidite ve mortalitesi yüksek olabilen bir hastalıktır; hastaların izlemi için multidiscipliner bir değerlendirme gereklidir. Çalışma kapsamında hastanemizde oluşturulan infektif endokardit ekibinin deneyimlerini paylaşmak ve ilerde oluşturulacak ekiplerin çalışmaları için yol gösterici olmak amaçlandı. Yöntemler: Tanımlayıcı, kesitsel ve gözlemsel olarak gerçekleştirilen çalışmada düzenli takip edilen hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların tanısı modifiye Duke kriterlerine uygun olarak konuldu; tanı, izlem ve tedavi sürecinde Ulusal İnfektif Endokardit Uzlaşı Raporu dikkate alındı. Bulgular: Ekip tarafından izlenen 110 hastanın 50 (%45.4)'sine infektif endokardit tanısı konulmuştu. Hastaların 30 (%51.8)'u erkekti; yaş ortalaması medyan 63.5 (18-87) yıl ve semptomların ortalama süresi medyan 35.7 (1-180) gün olarak saptandı. Kesin endokardit %76 ve akut seyir %46 oranlarında görüldü. En sık olarak %38 oranıyla aort kapak ve %60 oranıyla doğal kapak tutulumu tespit edildi. En fazla izole edilen etken Stapyhylococcus aureus (%29.5) idi. Toplum kaynaklı infeksiyon %46 oranındaydı. Protez kalp kapağı (%38) ve hemodiyaliz (%46) en sık karşılaşılan predispozan faktörlerdi. Hastaların %64'ünde ateş, %58'inde nefes darlığı görüldü. Transözafagial ekokardiyografide vejetasyonun saptanma oranı %68 olarak tespit edildi. En fazla karşılaşılan komplikasyonlar akciğer ve beyin embolisinin yanı sıra spondilodiskitti. Kan kültürü negatifleşme süresi medyan 3 (3-15) gün ve 15 hastanın opere edilme süresi medyan 8 (1-30) gündü; 30 günlük hastane mortalitesi %28 olarak saptandı. Geçirilmiş endokardit varlığı, ejeksiyon fraksiyonun %50 altında olması, bir komplikasyon gelişmiş olması, yoğun bakımda yatış, trombositopeni varlığı, Charlson komorbidite indeksinin ≥5 olması ve vejetasyon büyüklüğünün ≥1 cm olması ile mortalite arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki bulundu (p<0.05). Daha önce geçirilmiş endokardit varlığının mortalite gelişme riskini 14 kat artırdığı tespit edildi (p=0.025). Sonuç: Multidiscipliner bir yaklaşımla oluşturulan ekipler tarafından altta yatan hastalıkların tespit edilmesi, komplikasyonların kontrol altına alınması, erken etkin antibiyotik ve antikoagülan tedavinin uygulanması, doğru zamanda yapılacak cerrahi girişimlerle ve sepsis hızlı destek tedavileri ile mortalite ve morbidite oranlarında azalma mümkün olabilecektir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]