Giriş: İki yıldır süregelen pandemi nedeniyle pek çok hasta yanlış COVID tanısı almış ve altta yatan esas hastalığın tanısına giden süreç uzamıştır. Olgu sunumumuzla bu duruma dikkat çekilmek istenmiştir. Olgu: Kırk bir yaşında, bilinen kronik hastalığı olmayan kadın hasta bulantı, kusma ve tansiyon düşüklüğü şikayetleriyle acil servise başvurmuştu. Anamnez derinleştirdiğinde hastanın 1 haftadır devam eden sırt ve boğaz ağrısı, bulantı kusması olduğu öğrenildi. Şikayetlerine karın ağrısı, kırmızı renkli dışkılama eklenince acil servise başvurmuştu. Fizik muayenede anal fissür saptanması nedeniyle genel cerrahi kliniğince değerlendirilmiş ve acil cerrahi girişim düşünülmemişti. Hastanın tetkikleri incelendiğinde beyaz küre 1,91 103 /mm3, HGB 11,6 g/dl, PLT 91 103 /mm3, nötrofil 0,91 103 / mm3, lenfosit 0,87 103 /mm3, ALT 37,4 U/l, AST 59,6 U/l, CRP- 6,6 mg/l, GGT - 5 U/l, LDH 297 U/l, kreatinin 0,43 mg/dl olarak sonuçlanmıştı. Boğaz ve sırt ağrısı tarifleyen hastaya kontrastsız toraks BT çekilmiş olup: ‘‘Bilateral aksiller yağlı hiluslu 22x13 mm boyutlara ulaşan ince korteksli lenf nodları mevcuttur. Bilateral akciğerlerde interlobüler septalarda belirginleşmeler, konjesyon başlangıcı lehine değerlendirilmiştir. Bilateral hafif plevral effüzyonlar izlendi. Viral pnömoni/COVID-19 açısından negatif bulgular’’ şeklinde yorumlanmıştı. Fakat COVID ekarte edilememesi sebebiyle hasta pansitopeni + GIS kanama + COVID şüphesiyle kliniğimize interne edildi. Hematoloji, gastroenteroloji bölümlerine konsülte edildi ve pansitopeni etiyolojisine yönelik istenilen tetkikleri planlandı. Abdomen USG olağan sınırlardaydı. LAP tarama için istenen yüzeyel USG’de ise bilateral aksiller bölgede sağda büyükleri 16*11,5 mm boyutlu, solda büyükleri 13*7,5 mm boyutlu ekojen yağlı hilusları izlenen oval şekilli simetrik kortikal hipertrofi gösteren reaktif görünümde birkaç adet lenf nodu izlendi. Hastanın takiplerinde hematemez, hematokezye, melena gözlemlenmedi. Yirmi dört saat arayla alınan COVID PCR’leri negatif olarak sonuçlandı. Pansitopeni tablosu düzelme eğiliminde olan hastanın anti-HIV tetkiki reaktif olarak sonuçlandı ve enfeksiyon hastalıkları kliniğimize devri yapıldı. Transaminazları progrese seyreden HAV immünizasyonu olan hastanın VDRL-RPR sonucu negatifti, anti-Hbs -<2 IU/l, anti HCV NEGATİF, HBsAgNEGATİF şeklinde sonuçlandı. HIV-RNA 4607984 IU/ml, CD4 sayısı 459/mm3, CD4 %38,5, CD8 %32,6, PPD 0 mm endürasyon, 1 adet BCG skarı mevcuttu. Lipit profili normal sınırlarda olan, kemik dansitometrisinde osteoporoz saptanan hastaya BIC/TAF/FTC tedavisi başlandı. Hemogram ve karaciğer fonksiyon tetkikleri normalize olan, aktif şikayet tariflemeyen hasta 1 ay sonra kontrole çağırılmak üzere taburcu edildi. Sonuç: Pandemi döneminde farklı semptom spektrumundaki hastalar dahi COVID kliniklerine interne edilerek altta yatan esas patolojilere yönelik evalüasyon sekteye uğrayabilmektedir. Bu sebeple hem COVID hem HIV olgularında diagnostik önem taşıyan lenfopeni gibi laboratuvar bulguları saptandığında, özellikle biz enfeksiyon hastalıkları hekimlerinin HIV gibi alternatif tanıları göz önünde bulundurması önem arz etmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]