Giriş: Bulaşma yollarının benzer olması nedeniyle HIV ve HBV enfeksiyonlarının birlikteliği sık görülmektedir. HIV enfeksiyonu HBV enfeksiyonunun seyrini olumsuz yönde etkilemektedir. HBV enfeksiyonu, aşıyla önlenebilen bir hastalıktır ve hepatit B aşısı, yanıt oranı daha düşük olsa da, HIV ile enfekte tüm hastalara önerilmektedir. Çalışmamızın amacı kliniğimizde takip edilen HIV(+) hastalarda hepatit B aşısına karşı oluşan antikor yanıtının retrospektif olarak incelenmesi, antikor yanıtı olan ve olmayan olgular arasında demografik ve laboratuvar parametreleri açısından bir fark olup olmadığının araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Polikliniği'nden takip edilen HIV/AIDS hastalarının bilgisayar kayıtları ve hasta dosyaları incelenerek, HBV enfeksiyonu yönünden seroloji sonuçları değerlendirildi. Hepatit B aşıları yapılan anti-HBs negatif olguların, aşı sonrası bakılan anti-HBs düzeyleri incelendi. Anti-HBs düzeyi 10 mIU/ml'nin üzerinde olanlar seropozitif olarak kabul edildi. Olgular, aşı sonrası antikor yanıtı olan ve olmayanlar olarak iki gruba ayrıldı. Bu grupların demografik özellikleri, CD4 T lenfosit sayıları ve HIV-RNA düzeyi, sifiliz koenfeksiyon durumu kaydedildi. Bu özelliklerin hepatit B aşısına karşı antikor yanıtıyla bir ilişkisinin olup olmadığını belirlemek amacıyla istatistiksel analizi yapıldı. Bulgular: Çalışmamızda 620 HIV(+) hasta tarandı. Bu hastalardan 140'ının tanı anında Hepatit B virüsü ile hiç karşılaşmamış olduğu saptanarak (HBsAg: negatif, antiHbcIgG: negatif, anti-HBs: negatif) çalışma grubu oluşturuldu. Bu hastaların demografik verileriyle önemli laboratuvar verileri Tablo 1'de gösterilmiştir. Hepatit B açısından naif olan kişilere en az 3 doz hepatit B aşısı uygulandı. Hastaların aşı uygulamaları sonrası bakılan Anti-HBs test sonucu 96 hastada pozitif, 44 hastada negatif saptandı, bağışıklama oranı %69 tespit edildi. Anti-HBs sonuçlarına göre hastalar aşıya yanıtlı/yanıtsız olarak iki gruba ayrıldı. Her iki grup yaş, cinsiyet, alışkanlıklar, CD4, CD8 sayısı, CD4/CD8 oranı, HIV-RNA düzeyi ve sifiliz serolojisi açısından karşılaştırıldı. Tanı anındaki yaş ortalaması aşıya yanıtlı hastalarda 35,6 iken yanıtsız hastalarda 40,5 bulundu (p=0,01). CD4 sayısı ortalamalarına bakıldığında iki grup arasında anlamlı fark bulundu (465±265, 296±234; p=0,00). Özellikle CD4 sayısı >200/mm3 olanlarda aşı yanıtı anlamlı derecede artmaktaydı (p=0,001). Buna paralel bir bulgu olarak HIVRNA <100.000 kopya/ml olanlarda da aşı yanıtı artmış olarak bulundu (p=0,001). Bulgular Tablo 2'de gösterilmiştir. Sonuç: Çalışmamızda, HIV(+) olgularda aşıya yanıtı etkileyen en önemli faktörün düşük CD4 T lenfosit sayısı, yüksek HIVRNA ve artan yaşın olduğu görülmüştür. Antiretroviral tedavi altında virolojik süpresyon ve immün iyileşme sağlandıktan sonra aşı uygulandığında daha yüksek oranda antikor cevapları elde edilebileceği düşünülmüştür. [ABSTRACT FROM AUTHOR]