Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı (TİB), 40 yaşın altında en az üç kez taze ya da donma-çözme siklusunda en az dört adet iyi kaliteli embriyo transferine rağmen klinik gebelik elde edilememesidir. Başarılı bir implantasyon için blastokist aşamasında embriyo, reseptif endometriyum ve endometriyum ile embriyo arasında başarılı bir iletişim gerekmektedir. Kromozomal anomaliler, sperm DNA hasarı, zona kalınlaşması, yetersiz kültür ortamları, embriyo kalitesinin kötü olması TİB etiyolojisinde rol oynayan embriyonik faktörlerdir. Seçilmiş vakalarda zona pellusidanın inceltilmesi veya delinmesi, blastokist transferi, optimal kültür ortamlarının sağlanması implantasyon ve gebelik oranlarını artırabilir. Preimplantasyon genetik tarama canlı doğum oranlarını artırmazken alternatif yaklaşımlar olan karşılaştırmalı genomik hibridizasyon ve tek nükleotid polimorfizm analizi daha geniş kromozom taraması yapma avantajı sağlamaktadır. Embriyonun yeni gelişen zaman aralıklı görüntüleme teknolojisiyle değerlendirilmesi implantasyon potansiyeli en yüksek olan embriyoyu seçmeye yol gösterebilir. TİB etiyolojisinde rol oynayan uterin faktörler arasında ise uterin miyom, endometriyal polip, uterin konjenital anomali, intrauterin adezyon bulunmaktadır. Adenomiyozis ve endometriyoz varlığı akılda tutulmalıdır. Uterin nedenlerin varlığı ultrasonografik ve gerekirse histeroskopik olarak incelenmelidir. Hidrosalpinks şüphesinde histerosalpingografi ya da gerekirse laparoskopi ile değerlendirilmelidir. Hidrosalpinks varlığında salpinjektomi yapılması implantasyon ve gebelik oranlarını artırmaktadır. TİB olan hastalarda implantasyon penceresini yakalamak amacıyla endometriyal reseptiviteyi değerlendiren ''endometrial receptivity array'' yöntemi ile kişiselleştirilmiş embriyo transferi yapılarak başarılı sonuçlar elde edilmesi umut vermektedir. Son yıllarda etiyolojide trombofilik ve immünolojik nedenler üzerinde de durulmakta; immünoterapiler ve antikoagülan tedaviler sıkça kullanılmaktadır. Ancak ampirik tedaviler prospektif randomize çalışmalarla faydaları kanıtlanmadıkça günlük infertilite pratiğinde kullanılmamalıdır. Gelecekte endometriyal gen tedavisi, intrauterin adezyon moleküllerinin kullanımı, embriyo kültürlerinin geliştirilmesi yeni umutlar doğuracaktır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]